Sosyal Medya Bağımlılığı: Gençler Arasında Görünmez Tehlike
- Muhammet Cihat Türkmen
- 8 Eki
- 2 dakikada okunur

Giriş
Sosyal medya, gençler için sadece bir iletişim aracı değil; aynı zamanda kimlik inşası, aidiyet ve kendini ifade etme alanı haline geldi. Ancak bu dijital alan, kontrolsüz kullanıldığında “görünmez bir bağımlılığa” dönüşüyor. Sosyal medya bağımlılığı, yalnızca psikolojik değil; sosyal ilişkiler, uyku düzeni ve akademik başarı üzerinde de ciddi etkiler bırakıyor.
Sosyal Medya Neden Bağımlılık Haline Geliyor?
Sosyal medya bağımlılığı; kontrol kaybı, zaman yönetimi güçlüğü, geri çekilme belirtileri ve hayatın diğer alanlarında işlev kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir.Ergenlik dönemi, beynin ödül sisteminin en aktif olduğu gelişim evresidir. Bu da gençleri sosyal medya “beğenileri”, “takipçi artışları” gibi anlık ödüllere daha duyarlı hale getirir.
Bilimsel Bulgular:
2024 yılında Türkiye’de yapılan bir araştırmada, ergenlerin %24,4’ünde sosyal medya bağımlılığı belirtileri gözlenmiştir.
Kızlarda, düşük sosyal destek algısına sahip gençlerde ve fenomen etkisine açık bireylerde risk oranı daha yüksektir.
Sosyal medya bağımlılığı; düşük benlik saygısı, uyku düzensizliği, aile ilişkilerinde zayıflama ve gerçek yaşamdan kopma ile güçlü biçimde ilişkilidir.
Kaynak: PMC, 2024 | PubMed, 2024
Yeşilay’ın Perspektifi: Davranışsal Bağımlılıklara Yeni Yaklaşım
Yeşilay, teknoloji ve sosyal medya bağımlılığını “davranışsal bağımlılıklar” başlığı altında ele alır.Tütün, alkol ve madde bağımlılıkları kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurgular.
Yeşilay’ın Önerdiği Koruyucu Yaklaşımlar:
Dijital Okuryazarlık: Gençlerin sosyal medyanın nasıl işlediğini (algoritmalar, manipülasyon teknikleri) anlamaları sağlanmalıdır.
Ekran Süresi Kontrolü: Günlük kullanım için zaman sınırları belirlenmeli.
Aile İletişimi: Ebeveynler, gençlerle sosyal medya kullanımı hakkında açık iletişim kurmalı.
Alternatif Faaliyetler: Spor, sanat, doğa ve gönüllülük gibi alanlara yönlendirme yapılmalı.
Psikososyal Destek: Öz denetim ve stres yönetimi becerileri güçlendirilmelidir.
Yeşilay’ın APTP Programı (Alkol, Tütün, Madde ve Teknoloji Bağımlılığı Programı) özellikle lise öğrencilerine yönelik farkındalık kazandıran güçlü bir modeldir.
Kaynak: Yeşilay Bilimsel Çalışmaları
Sosyolog Gözüyle Değerlendirme
Sosyolojik açıdan sosyal medya bağımlılığı; aidiyet ihtiyacı, onay arayışı ve toplumsal görünürlük isteği gibi temel sosyal dinamiklerle ilişkilidir.Bu durum, bireylerin kimliklerini sanal platformlarda yeniden tanımlamasına ve dijital etkileşimi “varoluş göstergesi” haline getirmesine neden olur.
Toplumsal düzeyde ise:
Gerçek ilişkilerin yerini sanal ilişkiler alıyor.
Gençler arasındaki kıyas kültürü, stres ve yetersizlik duygusunu tetikliyor.
Dijital yalnızlık artıyor.
Bu nedenle, bağımlılığı yalnızca bireysel bir sorun değil; toplumsal bir olgu olarak ele almak gerekir.
Ne Yapmalı?
Eğitim Kurumları: Medya okuryazarlığı eğitimleri zorunlu hale getirilmelidir.
Aileler: Çocukların dijital davranışlarını kontrol etmek yerine birlikte anlamaya çalışmalıdır.
Gençler: Kendi kullanım alışkanlıklarını gözlemlemeli, dijital molalar vermelidir.
Kamu Kurumları ve STK’lar: Farkındalık kampanyaları ve gençlik atölyeleri düzenlemelidir.
Sonuç
Sosyal medya, doğru kullanıldığında öğrenmeyi ve iletişimi destekleyen güçlü bir araçtır. Ancak aşırı ve kontrolsüz kullanım, gençlerin psikolojik, sosyal ve fiziksel sağlığını tehdit eden bir bağımlılığa dönüşebilir.
Bu görünmez tehlike ile mücadele; aile, okul, toplum ve sivil kurumların ortak çabasıyla mümkündür.Unutmayalım: Teknolojiyi yönetmek elimizde; yönetilmek değil.
sosyal medya bağımlılığı, gençlerde teknoloji kullanımı, Yeşilay, dijital bağımlılık, sosyoloji, teknoloji bağımlılığı, gençlik, aile iletişimi, dijital farkındalık, sosyal hizmet, psikososyal destek












Yorumlar